Coşkun ARAL
- Farah Sedefoglu
- 14 May 2019
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 16 May 2019
BU COĞRAFYANIN KADERİNDE SAVAŞ, İSTİLA HEP VAR
Tecrübeli gazeteci, yapımcı, belgeselci, fotoğrafçı Coşkun Aral, Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerinin konuğu oldu. Santral Kampüs’te gerçekleştirilen söyleşiye ilgi oldukça yoğundu.
Aral konuşmasına ilginç bir anektodla başladı. “1977 yılında rahmetli Savaş Ay ile beraber otostopla bir Avrupa turu yapmıştık, son durağımız da Paris’ti, niyetimiz de o dönem Paris’te dünyaca ünlü bir ajansın Türk kurucusu Gökşin Sipahioğlu ile görüşüp Türkiye muhabirliğini almaktı. Bir hafta içinde paramızı Louvre Müzesinde harcadık. Anabasis’in tablosunu orda gördüm. İsmini bizde olan “On Binlerin Ricatı” diye bir kitaptan hatırlıyordum. Tam 2500 sene önce Atina’dan paralı bir asker Pers hakimiyetindeki Sardes’e gider. Orduya katılır. Ordu, Pers Hükümdarını devirmek için yola çıkar. Tam bu bölgede şalvarlı, palalı, garip okları ve giyim tarzları olan başka mbir orduyla karşılaşırlar. Bunlara Karduk denir. Karşılaştıkları yer, benim doğup büyüdüğüm coğrafya olan Botan Vadisi yani Mezopotamya’dır. Louvre’da gördüğüm tabloda anlatılan bu savaş ve olayın olduğu yerdir. Henüz 8 yaşındayken orada çekilen bir fotoğrafım var. Yüzmeyi orada ki nehirlerde öğrendim. Daha sonra o savaşı araştırdım. Bir istila savaşıymış. İbn-i Haldun’un söylediği gibi "bu coğrafyada savaş hep var" çünkü çok bereketli topraklar.
KANLI 1 MAYIS GECESİ MUHABİR OLDUM
Aral sözlerine şöyle devam etti “35 kişinin öldüğü Kanlı 1 Mayıs 1977 yılında ben ve Savaş Ay çektiğimiz fotoğrafları bütün yabancı ajanslarla paylaştık. Sipa Pres o gece beni muhabir yaptı. “Hemen atla gel Paris’e ” dediler ama o yıllarda yılda sadece bir kere yurt dışına çıkabiliyorduk. Ben de Türkiye muhabiri oldum.
TARİHTE İLK KEZ UÇAK KAÇIRANLARLA RÖPORTAJ YAPTIM
Aynı dönemde Sovyetler Birliğinin dağılmasının başlangıcı olan grev dalgası başlamıştı. Tersanelerde grev oldu. Lech Walesa Polonya'da işçi lideriydi. Bu olaylardan sonra Nobel kazandı. Sonra devlet başkanı oldu. Aynı tarihlerde İran-Irak Savaşı başlamıştı. Tam da gelişmeler yaşanırken Türkiye’de askeri darbe oldu. Bir ay sonra yolcu olarak bindiğim bir uçağın kaçırılması üzerine Dünya’da ilk kez uçak kaçıranlarla röportaj yaptım. Bu olay geniş yankı uyandırdı. Bir anda Dünya basınında tanınan, bütün röportajları yayınlanan bir gazeteci oldum. Sonra Paris’e yerleştim. 14 Ekim 1980 yılında kaçırılan bir uçakta yaptığım röportajla hayatım değişmişti.
KATLİAMLARIN İÇİNDE DOLAŞTIM
Bütün savaş olan bölgeler ve kronikleşmiş savaşların olduğu yerlerde bir çok olaya tanık oldum. Savaşın ve katliamların içinde dolaştım. Kuşatma altındaki Afganistan’a girdim. Rwanda’da ki binlerce insanın öldürüldüğü katliamlara tanık oldum.
TIME DERGİSİNE KAPAK OLDUM
Lübnan benim hayatımdaki en önemli savaşlardan biriydi. 1979 da gittim. İnsanlık tarihinin son yüzyılda tanık olduğu bütün savaş yöntemlerini orda gördüm. Tank savaşları, uçak bombardımanı, hattanAmerikan Deniz Kuvvetlerine ait dünyanın en büyük zırhlısı Lübnan’ı bombaladığı zaman oradaydım. İsrail’in kuşattığı dönem, büyük Sabra Şatilla katliamı olmuştu. Lübnan Savaşı sırasında yıkıntılar arasında kucağında yaralı bir çocuk olduğu halde koşan bir kadın fotoğrafıyla Time dergisine kapak oldum Dünya’da Time bizim meslekte en prestijli dergidir. Amerika’da her hafta dört buçuk milyon satar, dünya siyasetinin belirleyicisidir. Bütün bunlar benim kalıcı olmama değil, daha çok çalışmama neden oldular.
BİLGİNİN YERİNİ İLGİ ALDI
Türk Gazeteci olarak bir çok ilk yaşadım. Ama ne yazık ki Türk olduğunuz zaman skalanız size evrensellik de her yere götürmüyor. Sebebi, bizim Türk olmamızdan değil. Arada bir iktidarlarımızın değişip bilginin yerine ilginin, gerçek normal yaşam yerine sefahatın, çok tüketimin, gösterişin, şaşanın, boşluğun liyakatsızlığın hakim olması, eğitimin kalitesinin de giderek düşmesidir."
Comments